COVID-19 ile mücadele kapsamında iş ve sosyal güvenlik mevzuatındaki son gelişmeler hakkındaki Bilgi Notumuz yayımlanmıştır.
BİLGİ NOTU: COVID-19’la Mücadele Kapsamında İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuatındaki Son Gelişmeler |
- GİRİŞ
Hemen hemen bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de COVID-19 salgını çalışma ve sosyal hayatta çeşitli zorluk ve olumsuzlukları ortaya çıkartmıştır. Bu zorluklar ile mücadele kapsamında bir dizi tedbir öngören 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID 19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 17 Nisan 2020 tarihli ve 31102 sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanun, farklı sektörlere ilişkin çeşitli önlem ve destekler öngörmekle birlikte özellikle iş ve sosyal güvenlik mevzuatında yaptığı düzenlemelerle dikkat çekmektedir. Bu kapsamda 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na (“İSK”)[1] ve 4857 sayılı İş Kanunu’na (“İş Kanunu”)[2] geçici maddeler eklenmiştir.
- İŞVERENLERE İŞTEN ÇIKARMA KISITLAMASI ve ÜCRETSİZ İZİN İMKANI
Kanun’un 8. maddesi ile İş Kanunu’na Geçici 10. Madde eklenmiş olup, söz konusu düzenleme ile iş veya hizmet sözleşmesinin işverenler tarafından feshine ciddi sınırlamalar getirilmiştir.
Bilindiği üzere işverenler, İş Kanunu’nda geçerli veya haklı sebep olarak öngörülen durumların varlığı halinde, işçilerin iş sözleşmelerini feshederek ihbar süresi içerisinde veya derhal işçilerin iş akitlerini feshedebilmekteydi. Söz konusu Geçici 10. Madde ile birlikte, Kanun’un yürürlüğe giriş tarihi olan 17 Nisan 2020’den itibaren 3 (üç) ay boyunca İş Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan ahlak ve iyi niyete uymayan haller ve benzerleri[3] nedeniyle doğan haklı sebepler hariç olmak kaydıyla işçilerin iş akitleri işverenler tarafından feshedilemeyecektir.
Örnek olarak belirtmek gerekirse, İş Kanunu’nun 18. maddesi kapsamında işçinin performansının düşük veya beklenen seviyede olmaması, işçinin işten çıkartılması için “geçerli sebep” teşkil etmekte iken, Kanun ile getirilen kısıtlama sonucu önümüzdeki 3 (üç) aylık süre içerisinde İşverenler, işçinin performansına ilişkin nedenlerle işçiyi işten çıkartamayacaklardır.
Bu kapsamda üzerinde özellikle durulması gereken bir başka husus ise, bilindiği üzere, İş Kanunu’nun 25. Maddesinin (I) bendinde belirtilen “sağlık sebepleri” ile işveren tarafından işçinin işten çıkartılması mümkündür. İlgili maddede belirtilen sağlık sebeplerinden biri de, işçinin kendi kastından yahut içkiye düşkünlüğünden veya derli toplu olmayan yaşayışından kaynaklanan bir hastalığa yakalanması veya engelli hale gelmesi ve bu nedenle işte devamsızlık yapmasıdır. Fakat Kanun ile birlikte bu durumda dahi işverenin önümüzdeki 3 (üç) aylık süre boyunca işçiyi işten çıkarması mümkün olmayacaktır.
Bununla birlikte Kanun, işverene işçilerini ücretsiz (tamamen veya kısmen) izne ayırma şansı tanımaktadır. Burada belirtmek gerekir ki, ücretiz izin süresi boyunca işçilerin iş sözleşmesi “askıda” kalmaktadır. Başka bir deyişle, iş sözleşmesi o süre boyunca halen geçerli olup, yalnızca tarafların karşılık iş görme ve ücret ödeme yükümlülükleri ortadan kalkmaktadır. Ücretsiz izinde geçen günler işçinin kıdem hesaplamasına dahil edilemeyeceği gibi işçinin de bu sürede başka bir işyerinde çalışması da mümkün olmayacaktır. Ücretsiz izin süresinin sonunda işveren işçiyle olan istihdam ilişkisini devam ettirmek mecburiyetindedir.
İş Kanunu kapsamında ücretsiz izin, kanunlarda yer alan birkaç istisna haricinde[4] ancak işveren ve işçinin ortak rızası ile söz konusu olabilir. Ancak Kanun, İş Kanunu’na eklenen Geçici 10. Madde ile söz konusu 3 (üç) aylık süre için işverene tek taraflı ücretsiz izin kararı alma hakkı vermektedir. Böylelikle, işveren tarafından bu madde kapsamında ücretsiz izne çıkartılmaları durumunda, işçilerin haklı sebebe dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı mevcut olmayacaktır. Söz konusu 3 (üç) aylık süre Cumhurbaşkanı tarafından 6 (altı) aya kadar uzatılabilecektir.
Kanun, söz konusu yasağa uymayan işverenlere, sözleşmesi feshedilen her bir işçi için işten çıkartma tarihindeki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası kesileceğini öngörmektedir. Ayrıca, bu madde kapsamında yapılacak fesihler de geçersiz sayılacaktır. Bu doğrultuda, işverenlerin bu maddeye aykırı bir biçimde işçileri işten çıkarması halinde iş sözleşmesi geçerli olmaya devam edecek ve işçiler, ücret ve diğer her türlü alacaklarını faiziyle birlikte ödenmesini işverenlerden talep edebileceklerdir.
Yapılan bu düzenlemeler ile istihdam ilişkilerinin COVID 19 salgını sürecinde korunması ve işçilerin işini kaybetmesinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
- İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNU KAPSAMINDA SİGORTA VE NAKİT DESTEĞİ
Kanun’un 6. ve 7. Maddeleri ile İSK’ye iki adet geçici madde eklenmiştir. Bunlardan ilki olan Geçici 24. Madde ücretsiz izne çıkartılan işçilere yapılacak nakit desteğini düzenlerken, diğer Geçici 25. Madde ise kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak için işveren başvurularına ilişkin süreci hızlandırmaya yöneliktir.
- Ücretsiz İzinli İşçilere Nakit Desteği
İSK’ye eklenen Geçici 24. Madde ile birlikte, 17 Nisan 2020 tarihinden itibaren;
- işverenler tarafından ücretsiz izne çıkarılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçiler ile;
- 15 Mart 2020 tarihinden sonra iş sözleşmesi feshedilen ve işsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarına sahip olmayan işçilere[5]
herhangi bir yaşlılık aylığı almamaları şartıyla, yukarıda anlatılan 3 (üç) aylık süre boyunca, işsizlik sigortası fonundan[6] günlük TL 39,24 nakdi ücret desteği verilecektir.
Bu kapsamda, nakit ücret desteğinden yararlanmasına rağmen işçisini ücretsiz izne çıkarmayan ve fiili olarak çalıştırmaya devam eden işverenlere (çalışanlarını ücretsiz izne çıkardıklarına ilişkin beyanlarına rağmen), (i) bu şekilde çalıştırdıkları her bir işçi ve her ay için o andaki aylık brüt asgari ücret tutarınca idari para cezası uygulanacak; ve (ii) ödenen ücret desteği ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanunu faiz ile birlikte ilgili işverenden tahsil edilecektir.
Ek olarak, iş ilişkisi askıya alınan veya feshedilen işçilerden, genel sağlık sigortası olmayanlar veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına girmeyenler, genel sağlık sigortalısı sayılacak ve buna ilişkin primler bu kişiler adına işsizlik sigortası fonundan ödenecektir.
Yapılan değişiklik ile işsizlik ödemelerinden ya da kısa çalışma ödemelerinden faydalanma şansına sahip olmayan çalışanların da bir sosyal güvenceye sahip olmaları amaçlanmıştır.
- Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanma Süreçlerinin Hızlandırması
İSK’na eklenen Geçici 25. Madde ile kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak isteyen işverenlerin önündeki bürokratik süreç hızlandırılmıştır. Şöyle ki, bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce, başvuruların yerindeliği T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından saptanmakta ve kanuni şartlara uygunluğu tespit edilen başvurulara ilişkin kısa çalışma ödemeleri başlatılmaktaydı. Fakat değişiklik ile birlikte, yapılan başvurular Bakanlık’ın uygunluk tespiti beklenmeksizin işverenlerin beyanları doğrultusunda işleme alınacak ve kısa çalışma ödemeleri gerçekleştirilecektir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, işverenlerin beyanlarının yerindeliği ve doğruluğudur. Getirilen Geçici Madde 25’in son cümlesi uyarınca, işverenlerin hatalı bilgi ve belge vermeleri nedeniyle yapılan ödemeler, yasal faizi ile birlikte ilgili işverenlerden tahsil edilecektir.
Söz konusu değişiklik ile kısa çalışma başvurularının neticelendirilmesi sürecinin hızlandırılması amaçlanmaktadır..
- SONUÇ
Yapılan değişiklikler ile istihdamın korunması hedeflenmiş ve gerek işveren gerekse de işçi tarafı için yeni güvenceler ve hızlandırılmış idari süreçler getirilmiştir.
Daha detaylı bilgi için aşağıdaki numaralardan Bezen & Partners’a ulaşabilirsiniz: Yeşim Bezen (Telefon + 90 212 366 6804, E-posta [email protected]) Serdar Bezen (Telefon +90 212 366 6803, E-posta [email protected]) |
[3] Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller İş Kanunu’nda sınırlı sayıda değildir. Başka bir ifadeyle, bu kapsama dahil edilebilecek işçinin her davranışı İş Kanunu anlamında işçinin işten çıkartılmasına zemin oluşturabilecektir. Buna göre; (i) işverenin yahut aile üyelerinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmek veya davranışlarda bulunmak; (ii) işverenin meslek sırlarını ortaya atmak veya (iii) başka bir işçiye cinsel tacizde bulunmak ve benzeri davranışlar örnek teşkil etmektedir.
[5] Kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik sigortası ödemelerinden faydalanma şartları COVID-19 tedbirleri kapsamında 26 Mart 2020 tarihinde hafifletilmiştir. Konuya ilişkin daha detaylı bilgi için 30 Mart 2020 tarihli Bilgi Notumuzda bulabilirsiniz.
[6] İşsizlik sigortası primleri ile, Devlet tarafından yapılacak katkı ve yardımların, ayrıca İSK gereğince işçi ve işverenlerden alınacak ceza, gecikme zammı ve faizler ile diğer her türlü gelir ve kazançların toplandığı ve Devlet güvencesinde olan fon.